Blog
Papağanların Günlük Bakımı
Tüm canlılarda olduğu gibi, papağanların da gün ışığına ihtiyaçları vardır. Bu ışık sayesinde vücutlarında yeterli mikterda D vitamini sentezi yapılır. Böylelikle vücutlarında, kalsiyum ve fosfor oranı sağlıklı bir biçimce sağlanır.
Papağan cinsi kuşlardan, özellikle gri papağanların doğal olarak kan kalsiyum düzeyleri düşüktür. Yani hipokalsemiktirler. Bu nedenle kalsiyum ihtiyaçlarının dışarıdan takviye edilmesi gerekir. Özellikle tek tip tohumla beslenenlerde bu duruma daha sık karşılaşılır. Günün belirli saatlerinde direkt olarak gün ışığına maruz kalmalarını sağlayarak D vitamini sentezlenmesi sağlanırsa kan, kalsiyum dengesinin de sağlanmasına katkıda bulunmuş olur.
Işık yetersizliğine bağlı olarak papağanlarda; tüy yolma, çığlık atma, ısırma gibi davranış bozuklukları da ortaya çıkabilir.
Tüm canlılarda olduğu gibi papağanlarda da çiftleşme dönemleri de mevsimlere, dolayısıyla gün ışığına bağlıdır. Yetersiz gün ışığında, papağanlarda eşleşme sorunları da ortaya çıkabilir.
Papağanlarda görülen en önemli stres kaynaklarından biri de uykusuzluktur. Birçok tropikal kuş için ihtiyacı olan günlük uyku süresi ortalama 10 saattir. Ortam sessizliği, aydınlatma durumu ve etrafındaki aktiviteler, papağanınızın uyku düzeninde ciddi bozukluklar ortaya çıkarabilir. Ayrıca uykusuzluk sonucu bağışıklık sisteminin zayıflaması ile papağanınız enfeksiyonlara karşı daha kolay hastalanabilirler. Kronik yumurtlama probleminin görülmesinde de, uykusuzluğun payı vardır.
Papağanınızın gün içinde belirli bir süre direkt gün ışından faydalanmasını mutlaka sağlamalısınız. Bunun için hava sıcaklığının uygun olduğu saatler takip edilmelidir. En uygun saatler, sabah erken saatlerdir. Mutlaka siz de yanında bulununuz. Papağanınızı olası tehlikelerden korumuş olursunuz.
Gürültüsüz ve hareketsiz bir odada, günlük 10-12 saat dinlenmesine ve uyumasına yardımcı olunuz. Gerekirse geceleri sessiz ve karanlık bir odaya götürme açısından, küçük bir uyku kafesi de hazırlayabilirsiniz.
Kafes Temizliğinin Önemi
Eylül ayının gelmesiyle birlikte, havalar serinlemeye başlar. Bunaltıcı sıcaklar nedeniyle, ortama uyum sağlamaya çalışan kanatlı dostlarımız, şimdi de yeni döneme alışmaya çalışırlar.
Yeni dönemde ilk yapılacak iş, kafesin ayrıntılı temizliği olmalıdır. Her zaman yaptığımız temizliğin dışında, daha ayrıntılı olarak temizlememiz gerekir. Bunun için öncelikle papağanı kafes dışına çıkarıp, emin bir yere koyunuz. Daha sonra kafesin alt kısmını çıkarıp, tüm parçaları sıcak su içinde yaklaşık bir saat kadar bırakınız. Böylece malzemeye yapışan artıkların yumuşamasının yanında, dezenfeksiyonda yapmış olursunuz. Ağaç tünekler, yapıları gereği sıcak suda fazla tutulmamalıdırlar.
Temizlik malzemesi olarak, eczanelerde satılan antiseptik ve dezenfektan maddeleri de kullanabilirsiniz. Bunlar, belli oranda sulandırılarak mikroorganizmalara karşı etkili koruma sağlayabilmektedir. Fakat sağlıklı bir papağanın kafes temizliğinde, bu maddelerin kullanılmasına gerek yoktur. Ancak herhangi bir salgın ve enfeksiyon durumunda, kafese yeni papağan konulacaksa o zaman bu tür kimyasal maddelerden faydalanmamız daha doğru olacaktır.
Sıcak suda bekletilen malzemeleri çıkardıktan sonra, el sabunu, bir bez ve fırçanın yardımı ile iyice yıkayınız. Burada dikkat edilecek nokta; özellikle meyve kaplarının köşelerinde kalan fırçanın zor ulaştığı yerdeki artıklardır. Bunlar zengin besin içerikleri nedeniyle birer mikrop yuvası özelliği taşıyabilirler. Eğer iyi temizlenmezse, zamanla papağanın enfeksiyonuna yol açabilir.
Tüm kafes parçaları ile aksesuarın bol su ile durulanmasından sonra, tünekler dâhil tüm parçaları yerine takınız. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, tüneklerin kafese konulmadan önce ıslak olmamasıdır. Havaların daha sıcak olmasına karşın, ıslak tüneğin üzerinde uzun süre durma, papağanınızda eklem problemlerine neden olabilir. Eskiyen ve aşırı kirli olan tünekleri mutlaka yenisi ile değiştiriniz.